"DEVRİM" düşüyle halkımızı uyutamadı ama..:)))

Adı, Necati Demirel;

Muğla’da Veteriner Hekim; Yani hayvan doktoru.

Hayvan doktoru dedimse aklı başında, ehli kamil insanların hastalıklarından da anlar.

Yüksek rakımlarda benim sol bacağımda ağrılar oluşuyordu; Keçilere verdiği bir hapı verdi; On yıldır ağrılarım bitti, maaşallah en yüksek dağlarda bile tekeler gibiyim.

İşte bu hayvanların ve benim sol bacağımın doktoru Necati, seksenli yıllarda, en zor zamanda, Devr-i Kenan’da sağın kalesi Elazığ’da keskin sirke gibi keskin devrimcilik yapar.

Bir kurşun sekmesi, yedi dayak, beş tekme ( dördü sol kıçına) ve üç burun kanamsıyla Elazığ’da ki Devrim Nöbeti’ni tamamlar.

Sonra İşçi Partisi’nin ( Doğu Perinçek’in değil, Bizim İşçi Partimizin ) yılmaz neferi olur.

Mesleği gereği işçilerle direk bağlantısı olmadığından Muğla’da biri kör ve sağır olmak üzere tamamı inek sahibi otuz altı köylüyü örgütler; Ama kör talihe bak ki seçimlerde sadece bir oy çıkar ( O da kör olan Süleyman'ın oyu )

Sonra hastalarını ve görev alanını karıştırır İnsan Hakları savunuculuğu yapmaya başlar.

O da yetmez defalarca anlatmasına karşın ne olduğunu bir türlü anlayamadığım 10 Aralık Hareketi'nin Muğla sözcülüğünü yapar.

Kısacası çok boklar yer de biz gelelim asıl mevzuya.

Geçenlerde beni aradı. Muğla'da hayata geçirdiği tam da bizim KÜP'lük ( Kafayı Üşütenler Partisi ), yeni bir projeden söz etti.

Muğla’da Belediyeye ait bir parka kapısız, kilitsiz, bekçisiz açık hava kütüphanesi açmış. ( yer kapalı alan tabi )

Zamanında başına bela olan kitapları raflara dizmiş ve “ İsteyen istediği kitabi alsın, okusun, üzerine otursun, sobada yaksın, evine götürsün; İsteyen de evinde okumadığı kıtabı getirsin kütüphanemize koysun” demiş.

Dün telefonla aradım, merak edip sonucu sordum “ Benim sol kitaplarımın yüzde yetmişi gitti ama yerine üç, beş katı yeni kitaplar geldi; Sonuç olarak yüzde iki yüz karlıyız. Ama havalar soğuyunca soba ve odun sorunu var, ne olur bilmiyorum? ” dedi.

Şimdi düşünüyorum da bu sivri zekasıyla Necati’yi KÜP e Genel Başkan Yardımcısı mı yapsak?

Yoksa çakma kıdemli albay mı? :)))