AYŞE ve MURAT’IN MURATLARINA EREMEYİŞİ
"Kör olasın demiyor, kör olmada gör beni" demiş ya şairimiz.
Kör olmadık mı? kör olduk da haberimiz mi yok? Ben de bilemedim, şu yaşadıklarımızdan dersler çıkaramayarak.
20 yıl kadar öncesi, sağır ve dilsizlerin gittiği bir ilköğretim okulu. Bizler onları pek anlayamasak da (anlamasak da), onlar birbirleri ile anlaşıyorlar ve kaynaşıyorlar. Bizlerden farklı işaret diliyle anlaşsalar da, bizler gibi küçücük yüreklerinde kıpırdanmalar oluyor tabi ki.
Ayşe ile Murat, bu okulda okumuşlar, kaynaşmışlar. İlkokul bitince, herkes köyüne, şehrine dönmüş. Ayşe, ilkokuldan sonra okula gidememiş ve köyünde yaşamış. Murat ise, ailesinin yaşadığı Tokat iline gitmiş ve liseyi bitirinceye kadar okumuş. İşe başlamış ve kendince bazı kararlar almış. Annesi ve babası olmayan Murat, akrabalarının yanında yaşamaktaymış. Murat, evlenme kararını etrafı ile paylaşmış ama kim olduğunu kimse bilememiş.
Murat’ın aklında ise, ilkokuldan arkadaşı Ayşe hiç çıkmamış ama yıllar olmuş görüşmeyeli. Başlamış araştırmaya, okuduğu okula gitmiş, 20 yıl öncesinin kayıtlarına ulaşmış ve Ayşe’nin köyünü öğrenmiş. Arkadaşlarının yardımı ile köyün telefonunu ve köye nasıl ulaşacağını da öğrendikten sonra: Tokattan bindiği otobüsten, Pamukpınar Öğretmen Okulu diye bilinen yerde inerek, hiç bilmediği bir yöne doğru, “Avcıpınar Göleti” tabelası istikametine, tek başına, 9 km yol yürümüş ve Avcıpınar Köyü’ne ulaşmış. Köye ulaşınca, onu görenler yardımcı olmuşlar ve yazışarak derdini anlatmış.
Ayşe’nin evine misafir olmuş. Ayşe’nin Annesi-Babası, onu konuk etmişler, ikramlarda bulunmuşlar.
Ve Murat, geliş nedenini Ayşe, Anne ve Babasının bulunduğu sofrada anlatmış. “Ayşe ile evlenmek istiyorum, size ulaşabilmek içinde çok uğraştım” demiş.
Kağıtlar çıkarılmış, yazışarak anlaşılacak ki doğru bilgi alışverişi olsun deyi.
Ayşe’nin annesinin ilk sorusu, “Alevi misin, Sünni mi?” olmuş Murat, duraksamış, "Zaten köye baktım cami göremedim; Teyzem, Alevi birisi ile evlenmemi istemiyor" demiş Ayşe, devreye girmiş "Ben de asla Sünni birisi ile evlenmem" demiş Sofranın etrafında buz gibi bir hava oluşmuş. Murat, yaşadıkları, heyecanı ve son durum karşısında şaşkın ve karasız. "Ama, ben yine de evlenmek isterim, teyzem istemese de" deyivermiş ama.. Ayşenin annesi, Ayşe’ye dönüp “Ayşeye ne dersin?” diye sormuş. Ayşe, kararında diretip " Kesinlikle olmaz" demiş.
Evlilik meselesi burada kapanmış. Yemek sonrası çay ikramı yapılmış, Murat’ı aile uğurlarken, yanına köy ekmeği vs verilmiş ve köyün çıkışına kadar da yolcu etmişler.
Büyük bir heyecan ile kat ettiği 9 km.lik yol, dönüşte Murat’a kaç km geldi biz bilmeyiz ama Murat çok iyi biliyordur.
Hikâyeyi dinlediğim, Ayşe’nin annesi ve babası dek ki; "Murat çok yakışıklı, babayiğit bir çocuktu. Sohbetimiz kısa olsa da onu çok sevmiştik. Kör olasıca bahtları bir değilmiş."
İşte kör müyüz, değil miyiz? Suçu attık gitti "BAHT a"
Murat’ı bilmem ama, Ayşe hala köyünde yaşıyor, bahtının açılmasını bekliyor.
Murat, onca zorlukları aşmış, bu kadar yol kat etmiş gelmiş ama: Ayşe ve Murat, çoğunluğumuz gibi insan kimliklerini unutup, alt kimliklerde "mezhep kimliklerinde" kaybolmuşlar.
Umarım her ikisinin de bundan sonra mutlu bir yaşamları olur.
Cuma KAYA |