Artık sizi ben bile kurtaramam :)
“İĞNE” DESEM ÇIK
Son on yıldır birçok kişiyi, toplumsal kesimleri, siyasi örgütlenmeleri, partileri, devlet mekanizmasını büyük bir değişim ve arayış içinde görüyoruz.
Çok kabaca bu değişimin asıl nedeni, cumhuriyetin ilanından beri halkla devlet arasında oluşan büyük bir uçurumdan kaynaklanıyor.
Devlet, halka hep "maraba"; Halk da, devlete "korku" gözüyle baktı.
Gizli kapılar arkasında ve gizli kırmızı kitaplarla halkın tek dile, tek ırka, tek mezhebe, içeriği belli olmayan sözde laikliğe zorlandığını ve bu aşının da tutmadığını görüyoruz.
Bu baskıcı rejime karşı ilk başkaldırılar soldan geldiği halde, özellikle darbeler döneminde solun kökü kazılmış oldu.
Gerçek laiklik yerine zorla devletin dini anlayışını aşılama mantığı ve acı gerçeği, zamanla karşıtlarını besledi ve de güçlendirdi de.
Güçlenen bu kesim, eski Osmanlı özlemiyle tekrar paçaları sıvadı ve epey de yol almış görünüyor.
Oysa bu çağda asıl alınması gereken tavır, ne eski ümmetçi yapıyı diriltmeye çalışmak, ne de halktan kopuk ( ve halkın tepesinde ki ) baskıcı rejimin avukatlığını yapmak olmalı.
AKP yokken bu düzenin gazabına uğramış birçok kesim, ne acı ki şeriat tehlikesi korkusuyla dün karşı oldukları yapının avukatlığına soyunmuş bulunuyorlar.
Dün biz sol görüşlü subayları işkencelerde geçiren, ordudan atan aynı komutanlar, bugün kimi solcuların kör gözlerinde kahraman gibi görünebiliyorlar.
AKP, derin devletin üzerine giderken YÖK de olduğu gibi hiç boşluk bırakmadan kendi derin devletini oluşturdu ve oluşturuyor da.
Halkın yüzde on beşinin bile başörtülü olmadığı bir toplumda Çankaya’da ki Cumhurbaşkanından, Suruç’taki tapu müdürüne kadar her kademede her bürokratın eşinin başörtülü olması bir tesadüf mü acaba?
Ey sol, Bu kavga, iflas etmiş sözde laik devlet zihniyetiyle, Osmanlı heveslisi ümmetçi yapı arasında ki kavga
Ey sol, Bu kavga, dün seni Ulucanlar’da asan kesimle, Sivas’ta yakan kesim arasında ki kavga
Ey sol, Bu kavga, dün senin yıkmaya çalıştığın düzenin son mücahitleriyle, seni dağlara mahkum eden zihniyet arasında ki kavga
Ey sol, Bu kavga, senin adını, dilini, mezhebini yasaklayan zihniyetle, seni ümmetçi kalıba sokmaya çalışanlar arasında ki kavga
Ey sol, Bu kavga, senin karşı olduğun eski bozuk düzenin yetiştirdiği imamlarla, ABD nin yetiştirdiği paşalar arasında ki kavga
Ey sol, Meydanlar ana baba günü; Onca bedel ödedin, sen niye yoksun meydanlarda? Senin dillerin niye lal?
Ne olur ses ver artık; Nereden gizlendinse zehirli iğne kıçına batmadan “ iğne diyorum, iğne ” çık, artık çık...!!!
|