Ne oldum deme; ne olacağına bak...
NEREDEN NEREYE !! ??
1980 li yıllar;
Kenan Evren, meydanlarda kralların kralı; Hıdır Çam, hücrelerde ve işkencelerde tutuklu bir teğmen, vatan haini.
1985 li yıllar;
Dönemin Cumhurbaşkanı Özal, ailesiyle birlikte Antalya ya tatile çıkar. Üzerinde yazlık deniz kıyafetleri vardır. Protokol gereği Özal’ı havaalanında askeri birlik karşılar. “Askeri birliğin karşısına Cumhurbaşkanı o kıyafetle nasıl çıkar?” diye basında ve kamuoyunda kıyamet kopar.
1990 lı yıllar;
Diyarbakır’ın Lice İlçesinde olaylar çıkar; Resmi kayıtlara göre, “PKK, Dicle’yi taradı”; Kürt kaynaklarına göre, “Askeri birlikler Dicle’yi ateşe verdi.”
CHP’nin Diyarbakır milletvekilleri isyana başlar. Deniz Baykal, Başbakan yardımcısıdır. Olay yerinde inceleme yapmak için, basın ordusuyla birlikte bir otobüsle yola çıkar. Dicle’ye yaklaşık yirmi km kala otobüs bir astsubay tarafından durdurulur ve Baykal’a “ Dicle de can güvenliği olmadığı için ilçeye giremeyeceği” bildirilir.
Baykal, girmek için direnir. Sözünü astsubaya geçiremeyince Ankara’yı Başbakanı ve İçişleri bakanını arar. Onlar da astsubaya söz geçiremezler ve tüm basının önünde yanan Dicle’nin dumanlarını seyreden Baykal, basın ekibiyle birlikte Dicle’ye giremeden Diyarbakır a geri döner.
2000 li yıllar;
Hakkâri Şemdinli’de sık sık bombalar patlar ve insanlar isyan halindedir. PKK’dan hüküm giymiş bir kitapçıya atılan bombadan sonra, bir polis ve bir astsubay halk tarafından yakalanır ve linç edilmeye çalışılır.
Tesadüf bu ya yakalanan polis, dönemin İçişleri Bakanlarından Mehmet Ağar’ın, Astsubay da Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt’ın samimi arkadaşları çıkar.
Hem de olay anında can güvenlikleri için bu insanları cep telefonuyla arayacakları kadar samimi.
Savcılık, dava açar ve Büyükanıt’ı da şüpheli gösteren bir iddianame hazırlar. Savcının görevine hemen son verilir ve avukatlık yapması bile elinden alınır, şüpheliler de ödüllendirilerek tatil beldelerine gönderilir.
Ve 2010 lu yıllar;
Aynı savcı tekrar göreve döner; Şüphelilerin tatilleri biter, tutuklanırlar. Büyükanıt hakkında yeniden dava açılır,
Ve daha da önemlisi çeşitli nedenlerle yaklaşık kırk üst düzey general ve yüzlerce subay tutuklanarak F tipi cezaevlerine konulur.
Haaa unutmadan Hıdır Çam da hala dikin doğrultusuna gitmeye devam eder, meydanlara çıkar, nutuklar atar, Köroğlu gibi dağlarda dolaşır; Kimbilir belki yakında kıdemli albay bile olur? Kenan Evren de korkular içinde köstebek gibi karanlık köşesinde gizlenir…. |