Öyle özledim ki nazlı yari anlatamam… Hasretinden, özleminden uçurtmalar yaptım, ona doğru esen rüzgarlarda uçurtmak için …
Hayalinle gezer olmuşum, yağan yağmurlarda ıslanıyorum şimdi, bulutlar benle ağlıyor ey sevdasını kutsal saydığım, beni diyardan diyara dolaştıran nazlı yar, bu gece dolunay, gülümser misin bana?
      Dardayım bu gece, soğuk ayazlarda, sarhoş gönlümle gezmekteyim… Örselenmiş yüreğim kaç kere kırılmış, nazlı canım, bedenim sitemde, kör olmuş gözlerle yol yürümekteyim, Cigaramın dumanında boğulurken ciğerim, son nefesimde yine de “sen” demekteyim, içime sancı eken ey sevgili
Boynu bükük her an, bir selama hasret beklerken, mağrur gözlerindeki ezilmişlik, hala kanayan kalbimdeki yaralar taze...
     Off sevgilim of, bir görmelisin bu şehri. Bir yanı loş ışıklar, deniz kendini tımar etmiş, ay yakamozunu dik vurmuş, sanarsın gündüz, sahte gülücükler sarmış yarını düşünmeden ve her an kırılgan asi bakışlarıyla sırasını beklemekte benim gibi…
     Koşuyorum işte , sana doğru ,açmış kollarımı bir turna misali; Ne mavilikler durdurur beni ne de Azrail, aç kollarını sevgilim sarmala.. Bedenim mi üşüyor, kalbim mi? Sarmala hadi sensizliğe dayanır mı buna can? Gam çekmişim, iç çekmişim, göğe isyan çekmişim. Her anım hasret kokar olmuş, hadi sarmala sevgilim gözlerimin içi gülsün...

      Kırık bir şişeyle kırılmış hayallerimle ve kırık bir kalple unutulmuş, bir yanı karanlık bir yolun sonundayım… Uçup git benden haykırışlarım dermanı olmayan saklımdaki anılardır. Seni görüp de dokunamamak sarılamamak ve hiç yaşanmamışçasına tanımamak, beni tanıyamamak , işte içimi acıtan da, yaralayan da bu ya sevgilim….
      Haydi şimdi hoşça kal….