Her kıça göre çeşit çeşit çakıl taşları :)))

BEN ASKERKEN :)))

Bin dokuz yüz yetmişli yıllardı; Yani yaklaşık kırk yıl öncesi.

Divriği’nin en yoksul gecekondusunun, en yoksul ailelerindendik.

Evimiz, kentin yamaçlarında ve kentin dışında ki son evdi; Ötesi dağlar, ırmaklar, vadiler ve kayalıklardı.

Evlerde su yoktu; En yakın çeşme yaklaşık beş yüz metre uzaktaydı ( O da akarsa tabi ) Sularımızı “çekkil” dediğimiz kaldıraçımsı yay gibi bir ağaç ve iki ucunda ki iki bakraçla sırtımızda taşırdık.

Suyu olmayan bir gecekondu da, şimdi ki anladığımız anlamda tuvalet hiç yoktu tabi.

Ama dedim ya kentin son evi olduğumuzdan ve çevresi dağlar, çalılıklar ve kayalıklarla çevrili olduğundan tuvalet sorunumuz, pek de önemli değildi.

Her taşın, her çalının arkası tuvaletti bizim için.

Kıçımızı da artık ne bulursak; Bezlerle, taşlarla, yapraklarla silerdik.

Her neyse asıl mevzu bu değil; Ben, Kuleli Askeri Lisesi’ni çok başarılı bir dereceyle kazanmıştım. ( O zamanlar özel okullar, kolejler yoktu; Kuleli, sayılı ve gözde liselerden biriydi ve ben de gerçekten çok akıllıydım.)

Kuleli’ye kayıt yaptırır yaptırmaz bizleri Yalova-Hersek’te ki  Askeri Kampa götürdüler.

Deniz kenarında ki kamp alanında her şey çadırdandı; koğuşlar, yemekhaneler, tuvaletler…

Su ihtiyacı için herkes, tuvalete ibriklerle gidiyorlardı. Benim için öyle bir sorun yoktu. Artık Divriği gibi de değildi; Deniz kenarı ve her göte uygun çeşit çeşit çakıl taşları vardı…

Benim bu çakıl taşı geleneğim Komutanım ın dikkatini çekmiş ( Bir de Siirtli Abdurrahman vardı benim çakıldaşım )

Komutan, beni bir kenara çekti uygun bir dille “ Oğlum artık subay olacaksın; Bak Atatürk bile bu okulda okudu; Belki de gelecekte ülkeyi yöneteceksin; Artık modern olman lazım; Tuvalete ibrikle, su ile git…”

Boynum, kıldan inceydi, “ Tamam komutanım” dedim ama doğrusu tuvalette suyu ne yapacağımı bilmiyordum.

Deneme yanılma mantığıyla olsa olsa diyerek kıçımı çakıl taşlarıyla silip, çakıl taşlarını yıkıyordum…

Bir de Komutanım görsün diye yıkadığım temiz çakıl taşlarını, düzgün şekilde asker gibi bir kenara diziyordum…