BURJUVAZİ GÜZELMİŞ YA …:)))
12 Eylül darbesi öncesinde 12 Mart darbesi, ülkemiz üzerine kara bulut gibi çökmüştü. Baskılar, aramalar, gözaltılar başını almış gidiyordu.
Gençlerimiz, köyü terk etmek zorunda kalmıştı.
Amcaoğlu, aranıyordu; İzini kaybettirip İstanbul’a kaçmıştı. O, köyü; Köylü de onu özlüyordu.
Amcaoğlu, bizim gözümüzde tabulaşmıştı; İstanbul’a Denizleri kurtarmak için gittiği bile söyleniyordu.
Onun, köye dönmesi mümkün değildi; Amcam, İstanbul’a onu görmeye gitmişti.
Amcamın onun hakkında anlatacağı her şey, bizler için altın gibi kıymetliydi.
Amcaoğlu, Babası köye dönünce köydekilerini bilinçlendirsin diye, her akşam babasına sosyalizmden, emperyalizmden, kapitalizmden söz eder.
Değişik konuları gündeme getirip babasına uzun uzun anlatır.
Artık Amcamın dönüş günü gelmiştir. Son gün Amcaoğlu, biftekli bol mezeli, içkili çok güzel bir sofra hazırlar ve örgütleme çalışmasına devam eder
“ Bak baba sana dün anlattığım burjuvazi var ya; onlar, hep böyle yaşıyorlar, bunları yiyip, bunları içiyorlar…” der
Amcamın keyfi yerindedir; Bir yandan parmaklarını yalar, bir yandan da ağzını silerek “ Oğlum Yaap ( Yakup ) burjuvazi güzelmiş ya? Niye karşı çıkıyorsunuz ki ?...” der
|