Mikrop bile değilsin !!!
Evrendeki galaksi sayısından söz ederken, gökbilimciler genellikle 300 milyar gibi bir rakam verirler.
Oysa gökbilimciler bu rakamı verirken, “Samanyolu” veya “Andromeda” gibi büyük galaksileri kastediyorlar.
Cüce galaksi olarak nitelenen küçük boyutlu galaksilerin sayısının ise 7-8 trilyon civarında olduğu tahmin ediliyor.
Cüce galaksiler 10 milyon ila 10 milyar arasında yıldız içerebilen çok geniş bir çeşitliliğe sahip ve önemli bir kısmı, büyük galaksilerin uydusu konumunda.
Yani toplamda içerdikleri yıldız sayısı görkemli dev galaksilerdeki toplam yıldız sayısı aşan boyutlardadır.
( Uzay ansiklopedisinden )
Şimdi gelelim asıl mevzuya;
Böyle bir boşlukta, böyle bir uzayda, böyle bir muammada, devede kulak bile olmayan, kıl bile olmayan bizim galaksimiz Samanyolu ve Samanyolu galaksisinde nokta bile olmayan bizim güneşimiz var
Bizim güneşimizin çevresinde dönen ve fotoğrafta görünmeyen bir de yalan dünyamız var
Bir de bu dünyada hiç mi hiç görünmeyen milyarca zaman diliminde yüz yıl bile ömrü olmayan gıcık mı gıcık Sivaslı Xıdır var…
Aklımız ötesi bu büyük muammanın bir ustası olabilir mi?
Olabilir;
Ama onu sezebilmek, bilebilmek, çözebilmek bizim kapasitemizin çok ama çok ötesinde
Yani damarlarımızda dolaşan kanımızdaki bir akyuvarın bizi çözememesinden daha da öte bir muamma…
Buraya kadar anlaştık mı? Anlaştık..
Şimdi birileri diyor ki
Trilyon, trilyon, trilyonlarca galaksiden biri vardı ya, Samanyolu
Samanyolu galaksisinde trilyonlarca yıldızdan bir vardı ya, Güneş;
O güneşin çevresinde dönen varlığı bile belli olmayan bir uydu vardı ya, Dünya;
O dünyanın bir köşesinde yüz yıl bile ömrü olmayan garip bir canlı vardı ya, Sivaslı Xıdır;
O adam, niye her gün beş vakit camiye gitmiyor?
Niye her an Yaradan’a dua etmiyor?
O gıcık adam, niye yılda bir ay Allah için aç kalmıyor?
O adam, orucunu beş dakika erken açarsa yemek değil boku yer
O adamın ne yapacağına ne bok yiyeceğine Allah karar verir
Şu anda o adama bu sözleri bile Allah söyletiyor;
Sonra da Cehennem denilen sanal bir yerde o büyük muamma, tüm işini gücünü bir yana bırakıp bu gıcık adamla uğraşır,
Ne yediğine, ne içtiğine karışacak, soru soracak, garantiye almak için kıldan ince bir köprüden geçirecek, kitabı açacak, sorgulayacak, katran kazanına atacak, yakacak…
O büyük muamma, Sivaslı Xıdır anlamaz diye 124 bin peygamber, kitaplar göndermiş;
Gönderdiği elçileri asmışız, kesmişiz; Kitapları ya yok etmiş ya da keyfimize göre değiştirmişiz
Bir daha göndermiş, bir daha, bir daha…
Hem de tüm peygamberleri, dört kitabı insanların onda birinin bile yaşamadığı Urfa ile Mısır arasına göndermiş
Diğer garibanların hiçbir şeyden haberleri yokken Cehennemin ataşlarında yanmışlar…
“ Ölüm Alah’ın emri” demişler sonra da Soma’da suçlu aramışlar
“Hayır ve şer Allah’tan gelir” demişler sonra da insanları yargılamışlar
Bir de aramızda kalsın da Sivaslı Xıdır bile size bu yazıyı bilgisayarda yazarken o büyük muammanın sağınızda-solunuzda kalemli-defterli melekleri varmış hala…
Kısacası o büyük yaradan, o büyük mükemmellik, o büyük muamma, goc gocaman evreni, galaksileri bir yana bırakıp Sivaslı Xıdır’ın seviyesine inip, Sivaslı Xıdır’ a benzeyip; Sivaslı Xıdır a gıcık kapıp, Sivaslı Xıdır’la uğraşır olmuş onlara göre…
Sabah sabah bunları niye mi yazdım
Sivaslı ve gıcık olduğumdan
Umarım sizin kafanız da karışır
Karışır da doğru yolu,
Hak yolunu bulursunuz…:)
|