Hey gidi yıllar hey…
" Türkü aynı türkü, sazlarda tel değişti;
Yumruk aynı yumruk, sadece el değişti..."
Neyzen
Ne acı ki
Resmi tabular hala yıkılamadı
Değişen tek şey
Mustafa Kemal’in yerini Muhammet Mustafa;
İnkilap Tarihinin yerini de Kuran ı Kerim aldı…!
ATATÜRK ÖLMEDİ !!! J
Seksen darbesinin sonrası vurgun yıllarıydı.
Tüm diğer hükümetler gibi Cunta da Atatürkçülük kılıfına sığınmıştı.
Yer gök Atatürkçülük kokuyordu.
Sivas’ın Divriği ( Divrik ) ilçesi Kaymakamı, tüm köy muhtarlarını merkeze çağırmış, Milli bayramların bundan sonra köylerden de kutlanacağını emretmişti.
Muhtarlar, köy kahvesinde ya da uygun bir yerde günün anlam ve önemini köylüye anlatacaklardı.
İlk uygulama olarak da o yıl ki Cumhuriyet Bayramı ve On Kasım hedef seçilmişti.
Köy muhtarları, önce ilçe merkezine gelecek, törenleri izleyecek, bilgilenecekler ve köylerine dönüp öğrendiklerini köylülere anlatacaklardı.
İki ay sonrası on Kasım Atatürk’ün ölüm yıldönümü.
Bir Kürt köyünün muhtarı, zorunlu olarak Divriği’de ki anmaları izlemeye gelir.
Tören başlar çocuklar şiirler okurlar, belediye başkanı konuşur ve son olarak da Divriği Kaymakamı “ Atatürk ölmedi, kalbimizde yaşıyor…” vb şeyler söyleyerek konuşmasını tamamlar.
Tören biter; Bizim muhtar, hızla köyüne döner ve köylüyü kahvede toplar.
Aklında kaldığı kadarıyla öğrendiklerini anlatır ve “ Ulan eşekler, ben simdi size desem ki Atatürk noldi? Diyeceksiz ki Atatürk öldi. Ulan gara cahiller Atatürk ölmedi. Atatürk, Divrik Kaymakamının galbinde yaşıyı…” diye konuşmasını sürdür.
|