.
 

Son 10 Yorum

 
 

Ziyaretçi İstatikleri

Bugün : 75
Toplam : 690719
 
 
DOST KALEMİNDEN  -  11.02.2014
.
.

Halkın torbasında ölü yavrusu

Hükümetin torbasında bir yığın yasaklar…!

 

 

DOST KALEMİNDEN…

 

  "İnternet yasaahhh!..." Arada bir yaptıkları gibi dün de toplanıp almışlar çuvalı ellerine, işlerine gelmeyen ne varsa doldurmuşlar içine, garip bir şey bu. Tüm utanmazlıklarını doldurup, adına yasak dedikleri şeyleri de o çuvaldan çıkarıyorlar. Adı da “torba yasası.”. Bu işin en komik tarafı.

İşin en acıklı kısmı, dün bir çuval daha vardı yürekleri parçalayan. Çaresiz bir aile, çocukları hasta, kar yolları kapatmış, kara bahtları beyaz ölüme teslim olmuş insanlar... Bu aile devlet yetkililerinden yardım istiyor ama kimse kılını kıpırdatmıyor. Çocukları hasta doktora yetişmesi gerek. Ama yok ne gelen var ne giden... Gözlerinin önünde ölüyor 4 yaşındaki yavrusu. Acılarını içine gömüp öpmeye kıyamadıkları yavrusunu çuvala koyup atıyor sırtına babası. 16 kilometre yol yürüyüp şehre otopsiye getiriyor. Bu iki çuval da sizin ayıbınızdır. O ailenin çuvalına dokunup kirletmeyin bırakın acılarını yaşasınlar.

Kirli çamaşırlarınızı doldurduğunuz çuvalı iyi koruyun. İçinden kokuşmuş yasalarınızı çıkarın ki. Emekçi insanların yaşadıkları (acılarını-yoksulluklarını-uğradığı haksızlıklarını) örtbas edesiniz.

Sansür getirin, medyayı susturun ki yolsuzluklarınız yazılıp çizilmesin.

Adli makamlarınıza, yasalarınıza müdahale edin ki, katilleriniz ceza almasın. Öldürdüğünüz gençlerimizin davalarını köşe bucak kaçırın en küçük mahkeme salonlarına sıkıştırın ki oldu bittiye getiresiniz.

Nereye kadar gider bu düzen. Büyük ozan Adnan Yücel bir şiirinde “Saraylar saltanatlar çöker” demesinden biliyoruz.

Saltanatınızın sonu yakındır.

Ecdatlarınızın tarihini okuyup onlardan öğreniyorsunuz yasaklar koymayı. Onlar hep baskı zulüm yapmış. Ama birileri çıkıp direnmiş. Direnenleri de okuyun bence.

Bizler kendi tarihimizi okuyup ezberledik. Anıları-düşünceleri bize ışık olan açtıkları yolda yürüdüğümüz kişilerden öğrendik direnmeyi.

Baskılara, fermanlara karşı “Ferman padişahın, dağlar bizimdir" diyen Dadaloğlu’nu biliriz.

Osmanlı'nın zulmüne karşı mücadele ederken. Sevenleri tarafından “Sen köylü bir ozansın. Asarlar, keserler, vururlar seni. Bu sana mı düşmüş” diye uyaranlara; “Bir ben mi düşmüşüm can telaşına” diyen Pir Sultan'ı biliriz.

Mademki fetva bize ait, “ Verin basak bağrımıza mührü ” diyen Şeyh Bedrettin'i biliriz.

Karşınızda dik duran Deniz'leri, Mahir'leri, İbo'ları, Osman'ları, Erdal'ları biliriz.

Ve bizler iki uyanık terzinin oyununa gelen salak kralın hikâyesini okumuştuk. Olmayan elbiseyi varmış gibi gören, salaklığı açığa çıkmasın diye ses etmeyen kral ve kraldan korktukları için şahit oldukları çıplaklığı görmemezlikten gelip, hatta olmayan elbisenin güzel olduğunu söyleyen dalkavukları okumuştuk. Buradaki kral çıplak diyen çocuğu da biliriz.

İnandıkları dava uğruna ölümü göze alan önderlerimizin cesaretleri - inancıyla ve bir çocuğun masum samimiyetiyle doğru bildiğimizi söyleyip “kral çıplak” demeye de devam edeceğiz.

İnterneti kapatırsınız. Gazete ve dergilerimizde yazarız.

                           Mustafa Karabudak 06.02.2014

 

 
Okunma Sayısı : 1168 | Yorum Yaz

|

Tavsiye Et

|

Facebook'ta Paylaş
 
.
Sahin KANBUR  -  11.02.2014    14:37:57
.
Yurumek Olu Ve Diri Ne Varsa Her Sey İcin
Her insan kendi akli kadar bir gercegi kafasinda hesap tutar ... Her insan kendi gercek ruhu kadar bir aski yureginde dem tutar ... Her insan gorunen gercegi kendisi algilayamaz ... Her insan gorunen gercegi kendisi kavrayamaz ... Her insan gorunen gercegi kendisi anlayamaz ... Her insan gorunen gercegi kendisi taniyamaz ... Her insan gorunen gercegi kendisi degerlendiremez ... Bunun icin politika bir " ortak akil oyunu " ve " ortak hesap yalani " olarak dogmustur ... Fakat sonradan da insan bilincine , iradesine ve davranislarina salt bagimsiz ve ozgur olarak yon vermekle kalmamis ; politikayi tarihsel olarak ilk kesfeden burjuva ideolozmi , onu kendi stratejik , politik , ekonomik ve askeri ustunluk ve ayricalik aracina donusturerek dogayi , insani , toplumu , butun zamanlari ve insanligimizi teslim almistir ... () Simdi gercek meselesi budur () Simdi gercek zihniyet meselesi de , bu durum karsisinda , butun insanligimizi ve dogamizi gonullu ya da gonulsuz , burjuvaziye teslim etmek ve buradan da kendine gercek bir rant cikartmak mi olmalidir bu ; ya da bu algiyla , bilincle , iradeyle , hakla , adaletle , ahlakla , vicdanla insanice , namusluca ve ozgurce direnerek degistirmek midir bu gercek durumu ...(?) Bu karar hepimizin ortak aklinin gercek hesabidir ve bu gercek te , hepimizin ortak ruhunun ask eseri olacaktir () Sahin KANBUR - 11 Subat 2014 ()
.
.
Nevzat Gülcen  -  11.02.2014    13:20:54
.
Beğeni
Öncelikle düşünen ve üreten beyninize, yazan kaleminize ve yüreğinize sağlık. Yurdumda yaşanılan gerçekleri, vurdum duymazlığı, aymazlığı, insanlığa ve insan onuruyla bağdaşmayan bu gerçekleri yazınıza sığdırmışsınız...sizi kutluyorum.
.
.
salman   -  11.02.2014    12:12:05
.
bir de oğullar var
ya bilal ın torbasında ? bir de onu yaz hıdır
.