" Öncelikle kim yaptıysa katilleri kınayarak tabi !!! "
Aşağıda ki örneklerde olduğu gibi
Tezgah, Türkler için olsaydı kod adı “ Efe”;
Kürtler için olsaydı “Boran” olurdu
Bu kez oyun uluslar arası oynandığı için kod adı"Sezar"
dünyada herkesin bildiği bir isim seçilmiş
Bence de doğru ve güzel bir seçim…!!!
“ GİZLİ TANIK”
PROJEMİZİ YURTDIŞINA DA İHRAÇ EDER OLDUK !
PKK’dan kaçıp güvenlik güçlerine sığınan “Boran” kot adlı teröristtin verdiği bilgilere göre, PKK içinde Suriye uyruklu Bahoz Erdal ile Cemil Bayık yanlıları arasında şiddetli çatışmalar yaşandı. Çok sayıda terörist öldü. Cemil Bayık yanlısı kalabalık bir grup, Kandil’den kaçarak İran’a sığındı. ( Dönemin Genel Kurmay açıklaması )
***
PKK dan kaçan ve Diyarbakır’a getirilen Şemdin Şakık’ın verdiği bilgilere göre başta Mehmet Ali Birand ve Akın Birdal olmak üzere bir çok gazeteci ve aydın örgüte maddi destek sağlıyormuş. ( Dönemin gazete manşetleri- Ve hemen sonra Akın Birdal ın vurulması ! )
***
Dev-Sol’dan kaçıp güvenlik güçlerine sığınan “ Dilovası” kod isimli gizli tanık, işlenen bir çok cinayeti ve bombalamaları o zaman cezaevinde bulunan Hikmet Çiçek in üzerine yıkmıştı. ( Ama basın yaz(a)mamıştı )
***
Ergenekon davası gizli sanığı kod adı “Poyraz ”, Olayda ismi geçen birçok generali tanıdığını hatta kimi subayların şike davası sanığı Sedat Peker’le maddi ilişkilerinin olduğunu söyledi.
***
Cihaner Davasında konuşan "Efe" kod isimli gizli tanık, en büyük balyoz toplantısının Erzincan’da yapıldığını; Toplantıya Dursun Çiçek’in de katıldığını ve bu toplantıda Savcı İlhan Çihaner’in , “ Terör eylemini daha da arttırın ” şeklinde konuştuğunu söyledi.
Bu örnekleri çoğaltmak öyle kolay ki; Aşağı yukarı tüm faili meçhullerde, tüm köy yakmalarında, tüm bombalamalarda, tüm cinayetlerde aynı yöntem; Devleti ele geçirenler, yaptıklarını gizli tanıklar ve ifadelerle suçu başkalarının üzerine atıp aklanıyorlar. Tüm masraflar da örtülü ödeneklerden tabi…
Bu üç beş örneği niye mi yazdım?
Dün gece ekranlara düşen yüzyılın en büyük soykırım fotoğrafları (!) için
Tam da Suriye konulu Cenevre-2 toplantısı başlarken ve rüzgarlar Esat’ın lehine eserken…
Fotoğrafları çeken kişi, Suriye’de devlet adına görev yapan bir fotoğrafçıymış
Suriye’den kaçmış ama adı hala gizli; Kod adı “ Sezar”
Kaçtıktan sonra Katar Devleti’nden yüklü paralar almış. Aldığı paralarla İngiltere’ye gitmiş. Emekli İnsan Hakları savcıları ve özel bürolarla ilişkiye geçmiş. Bu kurumların ve kişilerin paralarını vermiş ve paralı raporlar hazırlatmış. “ Bu fotoğraflar gerçek, Suriye’de olmuş ve bu işkenceleri Esat’ın bilgisi dahilinde devlet yapmış ” diye.
Bir de parasını vererek bu adamları bir çok kanala ve BBC ye çıkarmış; Söyleşi yaptırmış. Hem de Cenevre-2 toplantısından hemen önce…
Yukarıda verdiğim örneklerle bu örnek ne de çok benziyor birbirine, sadece resmi kayıtlara göre parasını başka bir devlet ödemiş ve kod adı gavurca.
Geçen yıl Erdoğan, ABD’ye giderken daha yola çıkmadan Reyhanlı’da bombalar patlamış aynı gün bizim istihbaratımız “ Olayı Suriye gizli örgütü planladı” demişti.
Başka bir görüşme arifesinde de Kimyasal silahlar patlamış yine aynı gün bizim istihbaratımız, gizli tanıklara ve telefon görüşmelerine dayanarak kimyasal silahın Esat tarafından atıldığı açıklamıştı.
Her nedense bu kadar güçlü istihbaratımız Roboski’de otuz dört çocuğu kimin öldürdüğünü iki yıl boyunca bul(a)madan dosyayı kapadı !!!