“ Almanya acı vatan
Adama hiç gülmeyi
Nedendir bilinmeyi
Gidenleri gelmeyi…”
SİZDEN GELENLER
GURBET YOLCULARI
Yıl bin dokuz yüz altmış üçtü, Bir avuç toprak, Yedi aç boğaz Anadolu’mun bir köşesinde. Dalgındı Durmuş’oğlu Ali Yılgındı, Elinde tütün sarması, Yüreğinde taş barut, Ağzı bıçak yarası.. Çakır gözleri kısır tarlada.
Elinde tahta bavulu Düştü gurbetin yoluna Dediler ‘gurbet umuttur, Topraktır, Gurbet nefsini beş kuruşa satmaktır’
Sirkeci garında bir kara tren, Gençleri alıp dışarı götürecek. Sirkeci garında bir kara tren, Üç yıl sonra bize umut getirecek, Toprak getirecek, Aş getirecek.
Vardılar gurbete gözlerinde yaş Türkü çığırdılar hep bir ağızdan Bir göz odada ‘Allı turnam bizim ele varırsan Seker söyle ,kaymak söyle bal söyle’ İşe koyuldular kara kucak, Sanki tuttukları yerde el , Bastıkları yerde ayak kalacak.
Yemedi içmedi önceleri Ali, Gözyaşlarını katık etti Alaman somununun arasına Hasretle sılayı düşündü yüreği çarpa çarpa Ak elleri kınalı, Al yazmalı anasının kucağında bebesini düşündü.
Aylar ayları yıllar yılları kovaladı İki gözü iki çeşme Durmuş’un gelini Bekler yiğidini Toprak damının altında Esen yele ,uçan kuşa sorar Gözleri deler ırağı.
Ali yağızdı, Güçlüydü, Ali suçluydu. Zamanla durmadı sözlerinde, Girdi sarı dilberlerin ağızlarına Söndürdü alev alev yanan ateşi Ne kaldı düşündeki al yazmalısı Ne de kaldı yüreğinde sıla hasreti... Sirkeci garında bir kara tren, Gençleri alıp dışarı götürecek. Sirkeci garında bir kara tren, Üç yıl sonra bize umut getirecek, Toprak getirecek, Aş getirecek.
Haluk ÖZKAN
|