“ Sizin yolunuzu gözlüyor
Hastalık, açlık, polis jopu felan filan…”
Tam da gününde vurdu Murat’ımız
Hem de “Çocuk Bayramı” arifesinde !
Tanımayanlar için Sakallı Murat ( Kot adı Castro ),
Zonguldak kömür ocağında yıllarca sendikal mücadele vermiş
12 Eylül faşist darbesinde nasibini almış
sonunda Bodrum’da kendi köşesine çekilmiş
emekçi ve de emekli güzel bir dost
Tanımayanların tanışmasını öneririm…
Hıdır
***
“ SİZDEN GELENLER ”den
( Sakallı MURAT’tan )
Değer yargıları farklı, dünya görüşleri farklı, yaşam biçimleri farklı, toplumdaki sosyal konumları farklı, örgütlenme biçimleri farklı (TÜSİAD-MÜSİAD-TOBB -TÜRK-İŞ-DİSK-HAK-İŞ) bir toplumda her yeni doğan çocuk, ait olduğu sosyal sınıfa doğacaktır.
YAVRULARIMA NESİHAT
Hoş geldin yavrum Bugün sana çok şeylerden bahsetmek istiyorum Acılardan, işkencelerden, özgürlükten, mutlu yarınlardan Yaşamdan bahsetmek istiyorum sana, yaşamdan Açlıktan, sefillikten, yoksulluktan, işsizlikten Karanlık geleceğinden bahsetmek istiyorum Zindanlardan darağaçlarından.
Evet yavrum Açacaksın gözlerini dünyaya Sana nasihat edecekler “Bu dünyada acı çek” diyecekler Bilinmeyen dünyadan Cenneti vaat edecekler Hurili, perili masallar dinleyeceksin Tüm yaşamını avutacaklar böylesi masallarla.
Özgürlükten bahsedecekler sana Ama sen aç gezme, işsiz gezme,
ayyaş gezme özgürlüğünü tadacaksın. Çalışacaksın yavrum, üreteceksin Ama Yapışacaklar sana sülük gibi Özgürlükleri(!) uğruna kanını emecekler senin.
Belki anlayamayacaksın bütün bunları Çünkü sana anlatmak istemeyecekler Bak harekete geçmiş radyolar, televizyonlar, reklamlar. Hoca, fetva veriyor, “Kaderine boyun eğ” diyor Ve Fotoromanlar, şarkılar, türküler,
ninniler katılıyor afyon kervanına.
Aşık olacaksın yavrum, aşık Ve kahrından başlayacaksın içmeye Anlatamayacaksın duygularını kimseye Dert ortağın olacak kadehler
İşte o zaman sokaklar sana dar gelecek Ve yığılıp kalacaksın Ya bir direğin dibinde, Yada kordon boyunda upuzun.
Ayılacaksın, “ Ben de beyler gibi yaşayayım” diyeceksin Hemen devreye girer çekilişler, totolar, milli piyangolar… Ya çıkarsa diye Yıllar yılı avutursun kendini Anlayamazsın günlerin nasıl geçtiğini Günler geçer ve sen de yavaş yavaş Kaybolup gidersin doğadaki diğer canlılar gibi.
Ya sen kızım? Sırma saçlım Dünyalar kurarsın kendine Beyaz atlı prensleri düşlersin Özenirsin onlar gibi yaşamaya Ve sonunda körpecik bedenini satarsın beylerin yatak sefalarına.
İşte yavrularım Biz de aldık nasibimizi Bizi de ninnilerle büyüttüler, Masallarla avuttular Ve Masallarla öldürdüler Oysa Cennet de, cehennem de bizdeymiş Biz yaratmışız her ikisini “Cenneti” elimizden almışlar Kendilerine mesken yapmışlar Çevirmişler etrafını tanklarla toplarla Ve “Özgürlüklerini” yaşıyorlar bizim yoksulluğumuz uğruna.
Bilmelisiniz bütün bunları Hazırlamalısınız kendinizi, Göğüs germelisiniz ama Kendinize acıyarak, Tanrı’ya yalvararak değil Size böylesi yaşamı doğuranlara baş kaldırmalısınız.
Çevrenize bakın Nasılda bekliyor sizin gibi binlerce can Onurunu kurtarmak için, özgürlüğü tatmak için Sel olmayı bekliyor bunca insan.
Murat DÖNMEZ
|